2000'li yılların başından beridir başkan ve yöneticiden yana yüzümüz gülemedi. Sorunun temelinde yatan çok acı bir gerçek var: Gelenlerin Beşiktaş'a hizmet etme amacı yerine, prestij veya statü edinme hedefleri olması.
Böyle sürekli olağanüstü seçimler hem kulübe ciddi masraf aynı zamanda da bu kaotik ortam sporcularımızı geriyor.
Bir önceki seçimde sayın Arat'ı desteklediğimi açıklamıştım. Yanılmışım.
Alelacele, mesnetsiz vaatlerle iş başına gelmiş bir yönetim, kısa zamanda dağıldı. Başkan uzun zamandır hazırlandığını beyan etmişti seçim arifesinde. Ancak yaşanan süreçte ve gelinen noktada, durumumuzu iyiye götürecek, uygulanabilir herhangi bir proje göremedik.
Beşiktaş kongre üyesi olarak artık sadece kulübe, Türk sporuna hizmet edecek bir başkan ve yönetim kurulu istiyorum. Paralı değil , parayı yönetmeyi bilen başkan istiyorum. Tribüne oynayan değil, tribünün ve sahanın menfaatini, kişisel hesaplarının üstünde tutan bir başkan istiyorum.
Başkanlar ve yönetimler gelip geçici, baki kalan bizleriz. Bakın maçlara gelenlere, hangi giden başkan maçlara geliyor? Bırakın giden başkanları onların yöneticilerini bile birkaçı hariç tribünde göremiyoruz .
Beşiktaş Kulübü bir başkan ve yönetim kurulu seçimi sürecini sonlandırmaya adım adım yaklaşıyor. Hâle hazırda iki isim adaylıklarını açıklamış durumdalar. Evet, her ikisi de saygın ve kesinlikle bu makam için son derece yetkin isimler. Ancak hala her ikisinden de yönetim kurullarıyla ilgili bir açıklama gelmedi .
Kongre üyeleri ve taraftarlar arasında önemsenen ‘paralı başkan’ imajına uygunlar. Son 24 yıldır gelen başkanların hepsi ‘paralı başkan’ değil miydi? Onların ‘paralı’ olmalarının kulübe ne gibi bir katkısı oldu? Bu kişilerin kendi şirketlerini yönetme konusundaki başarısı herkesin malûmu ama kulüp konusunda aynı başarıyı gösteremediği de ortada. Gelinen bu noktada kulübü yönetmede sadece bunlar başarısız oldu diyemeyiz. Bir yönetim kurulu da var. Sadece başkanla bu iş yürüyemediği için bu yönetimkurullarına ihtiyaç duyulmuş ve kurulmuş, demek ki onar da işlerini layikiyle yerine getirememişler. Defalarca söyledim, yazdım, her iki başkan adayının yönetim kurullarını tanıtmaları şart. Karşımıza doğru isimlerle çıkmalarını bekliyoruz. Daha önceki yönetimlerde yer almış kişileri, sadece oy potansiyelleri olduğunu var sayarak yanlarına almaları son derece vahim bir hata olur. Kulübünün faydasını düşünen kongre üyelerinin başarısızlığı tescillenmiş kişilerle yola devam etmek istemeyeceği ortada.
Sayın adayların ‘kulübün borcunu şu kadar zamanda bitireceğim!’ şeklindeki vaatlerine karşı bir sorum olacak. Hangi projelerle bu borcu şu kadar zamanda bitirecekler? Bugüne kadar borç bitirmek değil, borç büyümedi mi?. Bu konuda akılcı projeler duymak istiyor taraftar ve tabii bu projeleri yönetebilecek donanıma sahip başkanın yanında kişileri görmek istiyor.
Sosyal medyada ve muhtelif platformlarda sayın başkan adaylarını yermek amacıyla kullanılan ‘matruşka’ benzetmeleri, ‘biri ötekinin devamı’ gibi söylemlerin ne gibi bir dayanağı olduğunu da anlayabilmiş değilim. Bunları konuşabilmemiz için defalarca söylediğim gibi yönetim kurulu adaylarını görmemiz şart. Bu adayları görmeden konuşmak, ortamı germekten, başkan adaylarını yıpratmaktan başka bir işe yaramıyor.
Öte yandan birtakım ortamlarda, kullanılacak oylarla ilgili, ‘satılmış oy’, ‘blok oy’ vs söylemler dolaşmakta. Herkesin görüşü kendine. Oy pusulasıyla perdenin arkasında kullanılan oyun kime gittiği, seçmenin kendi bileceği iş. Bu tarz spekülasyonlar taraftarları geriyor ve maalesef maksadı aşan sözler sarfedilerek gereksiz yere husûmetler doğuyor...
Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün tarihine altın harflerle yazdıracak bir başkan ve yönetim kurulu bekliyorum. Sayın Seba gibi, başkanlığı bıraktıktan sonra da alnı açık bir şekilde, dimdik her maçta tribünlerde yerini alacak, taraftarların her fırsatta onları ayakta alkışlayarak karşılamalarını sağlayacakları icraatlara imza atmalarını yürekten diliyorum.
Masis Kuyumcu / Duhuliye