Sadece böyle günlerde,bayramlarda değil, bu ülke topraklarında aldığım her nefeste hatırladığım ve kendisine şükranlık duyduğum siyasetler üstü Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919’da o dönemin tüm dünyadaki haramilerin saltanatına son vermek için silah arkadaşları ile birlikte Samsun’a ayak basmış ve muhteşem zaferini düşmanları İzmir’de denize dökerek taçlandırmıştır. Saygı ve sevgi ile anarken tüm ülkenin bayramını kutluyorum.
Ve gelelim SİYAH BEYAZ bayrama. Tabi ki işin abartması olacak ama Beşiktaş’da da çok fazla Başkomutan gördük bu sene.Tabi ki bu kelime kime kullanırlırsa kullanılsın ilk paragraftan başkası için replika kalır da birazcık latife yapalım. Organizasyon şemasının en başından başlayalım. Sayın başkan Ahmet Nur Çebi kulubün yönetiminde göstermiş olduğu başarıların meyvesini şuanda almıştır. Özellikle mali disiplin konusunda yapmış oldukları ve emekçilerin paralarını zamanında ödemesi bizim ahlaki değerlerimiz açısından şampiyonluktan önce gelir. Kendisine teşekkür eder bu anlayışın devamını dilerim. Tabi ki yaz dönemi transferlerinde büyük beklentilerimizin olduğunu da hatırlatırım(sansasyonel tranfer açısından söylemiyorum bunu) Bir de şu açıklamalar konusunda biraz daha dikkatli olmasını temenni ederim kendisinden.
Geçelim Sahanın hemen yanındaki Başkomutana. Ali Rıza Sergen Yalçın. Bundan yaklaşık 1 ay önce, sene başında benim de çok eleştirdiğimi belirtip ama bundan sonra başka hoca yok tek hoca var diye yazdığımda çok beğeni almamın yanında çok da olumsuz eleştri almıştım. Ama yanıltmadı Sergen hoca beni. Özellikle takımın bu kadar eğlenen bir grup olması yaptıkları işten zevk almasını sağlamak kendisi ve ekibinin çok ama çok büyük başarısı. Teknik,taktik,oyuna müdahale bunlar sana göre bana göre değişir ama gerçek olan tek görüntü takım değil aile oldukları bu çocukların. Hoca ve ekibine de şükranlar..Gelelim sahaya. Tabi ki oranın Başkomutanı Atibaba.. Onun önderliğinde benim beğeni sıralamama göre Ghezzal,Josef,Abubakar,Rosier ve Larin (bir kişi eksik aşağıya sakladım) takımı sırtında taşıyanlardı. İftahar listesine girdiler benim gözümde.
Ersin, Weli, Nskala, Rıdvan, Töre, Montero, Utku, Hasic, Necip ve N'Koudou sınıfı sorunsuz geçtiler. Ozi ve Adem kanaat notu ile geçerken benim değerlendirmelerimde tek sınıfta kalan Mensah oldu bu sene. Bütün bu oyuncuların yanında 3 tane kişiliğe ayrı bir paragraf açmak isterim. Öncelikle Dorukhan. Oyun açısından orta sınıfa girer belki ama benim açımdan her türlü hakkım helal olsun bu kardeşime. Misafir gibi olduğu bu takımda sonuna kadar savaştı sol bek, sağ bek , ortasaha ne görev verilirse verilsin namusu ile yaptı. Bonservis ödemeden aldık bedava gidiyor mali açıdan da kayıp vermedi 3 kuruşa da topunu oynadı. Bundan sonrası tabi ki ekmek parası ister Fener’e ister diğerine gitsin ben ondan yana razıyım. İkinci kişilik ise Vida. Allah biliyor Konya’daki maçta çok acayip düşünceler geldi aklıma. Ama sonrasında öyle bir oyun oynadı öyle bir ruh kattı ki takıma kendimi düşünce suçlusu ilan ettim. Atibabadan sonraki takım kaptanı ve gelecek 4-5 senenin stoperidir nokta. Ve son olarak Tosun Paşa. O gollerdeki sevinçleri bizim için herşeyin özeti. Zamanında camianın harcını oluşturanların bu dönemdeki vücut,ruh bulmuş halidir Cenk Tosun. Tabi ki git Avrupaya bitir yarım kalan işini ne zaman istersen gel golcü ol, menajer ol, yönetici ol, başkan ol istersen hiçbirini olma gel bizim yanımıza tribünde taraftar ol. Evlatsın Cenk Tosun.
Uzatmadan bitirelim. Renklilerden son haftada sağ kalaninın ağlayışlarına, kendileri içinde Hatay’ın stoperini Kamerun milli takımına Abu’nun aldırdığına inanışlarına çok gülüyorum bu aralar. Hele de son Gs- Malatya maçında Semih Kaya’nın oyununu görmediğimizi sanıyorlar ya ona daha çok gülüyorum. Ne güzel tesadüftür ki 2020 2021 sezonun zaferini bu özel günde taçlandıracağız. Ama benzer işler tesadüf olmamalı..Ülkedeki futbol Haramilerine olan savaş, yine bir Karadeniz şehrinde başlayıp, İzmir’de denize dökme ritüeli ile son bulmuştur. Ne Mutlu Beşiktaşlıyım diyene..