Beşiktaş camiası son dönemde enteresan olaylar yaşıyor. Sportif başarının istikrarlı devamı tabii ki güzel ama şartlar her zaman buna imkan vermiyor.
Bu noktada önemli unsur iş başındakilerin liyakat ve vizyonları. Diğer önemli vasıf ise kulüp aidiyeti. Sevdikleri renklere aşk ile bağlananlar ile sağın solun babanın amcanın itelemesi, zenginlik ile kapısı açılamayan sosyal yapı içerisin de yer edinme ve de her konu da istikbal düşüncesi.
Bunca yıllık camia içerisinde bulunan bir Beşiktaşlı olarak mevcut yönetim içerisindekiler gibi (Eğitim bağı dışında) diğer takım sempatizanı olan ve bunu dile getiren yönetici takımı görmedim. Siyah beyaz aşıklarının bu konu da hassasiyet göstermesi kulübümüzün bekası açısından çok önemlidir.
Bu noktada manşetteki soruyu sormak gerekir. Görev isterken "Beşiktaş aşkı mı yoksa koltuk sevdası mı?" sorusuna cevap aranmalıdır.
Hukuki mevzuat gereği seçimle göreve gelen tek kurul olan "denetleme"nin durumunu irdeleyelim. Derneğin yıllık, Futbol A.Ş.'nin 6 aylık bilanço değerleri rapor halinde üyelere sunuldu. Önemli olan genel açıklamalar bölümünde senelerdir aynı basma kalıp laflar. Öneriler bölümünde de benzer hiçbir fayda sağlamayan laf salatası.
Elinde derneği seçime bile götürme yetkisi olan bu kurul borçlanma ve raporlarında değindikleri gibi borca batıklık haline gelinmesinin başlıca sorumlusudur. Rakamlar da bunu zaten söylüyor. Kısa kısa bilgilendirmek gerekirse öncelikle borçlanma rakamlarına baktığımızda son bir yıl içerisinde 3 milyar 570 milyondan, 4 milyar 575 milyon TL'ye yükseldiğini görüyoruz. Oranlayacak olursak 2019 yılı sonunda borç artışı, % 27.96, 2020'de %20.35 2021'de ise % 28.25 yani sadece son üç senedeki kümülatif artış %76. Finansal borçlar ise bir yılda 1 milyar 218 milyon artmış. Kısa vadede Temmuz 2022'de ödenecek rakam 766 milyon TL, buna transfer giderlerini de ilave edersek durumun vahameti daha iyi anlaşılır Geleceği çok ilgilendiren temliklere baktığımızda tam bir felaket. 2020'de 5 milyar 220 milyon TL olan temlikler, günümüzde 13 milyar 892 Tl'ye yani %166 yükselmiş. Bu durumu bizler endişe ile her vesilede dile getirirken Denetleme Kurulu başkanlarının tabiriyle “uyumlu” bir çalışma içerisinde olduklarını söylemiş “ne şiş yansın ne kebap” demiş ama olan şanlı Kartal'a olmuş. Mevcut yönetimin 200 kişi ile aldığı eski yönetimlerin ibra edilmeme kararının Denetleme Kurulu'nun TCK Md 257 kapsımdaki “görev ihmali" durumu oluşmuştur. Bu konuda hukukçu üyelerimizi göreve davet ediyorum.
Hal böyle iken bu kurulun iki üyesi 2022 Mayıs seçimli genel kurulda ayrı ayrı heyetler oluşturarak adaylıklarını koyacaklarını öğrendim. Benim gibi düşünlerin sorması gereken soru “Hangi yüzle“ olmalıdır. Bu kurulun içerisinde yer alıp Çebi yönetiminde geçmiş hizmetlerinden (!) ötürü yedek üye yapılan sosyal medyada kendinden çeşitli vesilelerle olumsuz işlerini okuduğumuz bir arkadaşlarının olduğunu da hatırlatmak isterim.
Diğer ihtiyari kurullar ile ilgili de yönetimin Disiplin ve Sicil Kurullarına Genel Sekreter marifetiyle yakın arkadaşlarından teşkil edilme çalışması yapıldığını duyuyoruz.
Olumlu gelişmelere de baktığımızda safkan Beşiktaşlı Fuat Çimen ve herkesimin teveccüh göstereceği ekibinin başkanlık ve yönetime talip olduklarını açıklamaları memnuniyet vericidir. "Paralı başkan", "Güçlü başkan" sloganlarıyla gelenlerin kulübü mali ve sportif açıdan nereden alıp hangi noktaya taşıdıklarını yukarıdaki bölümde aktarmaya çalıştım. Beşiktaş'ın aklı selim, kulübün bekasını düşünen, geçmişi yaşayıp geleceğe yön verecek ruha hayırlı kararlar alma yolunda inisiyatif alma zamanının geldiğini hatırlatıp günümüzde yaşanan pişmanlığın tekrar edilmemesi için "Haydi göreve" diyorum.