Yaşamak için yaşatmalısın şiarını kafamda tescillemiş biri olarak ve bu yörüngeye sadık yürüyerek bir anı yumağı oluşturmak istedim... Temmuz ayında aramızdan ayrılan Beşiktaş emekçilerine selam olsun...

Her senenin 20 temmuzunda anı katarları, "Sen Beşiktaş'sın hakemi de yeneceksin" Ya da, "Ne yani üzerimde Beşiktaş forması varken yalan mı söyleseydim" cümleleriyle dolar... Anlarız ki Vedat Ağabey'in ölüm yıldönümü gelmiştir...

Anılar canlanır... Bir gün Vedat Ağabey'in abisinin vefat haberini aldık... Haliyle ve tabii ki nezaketen taziyemi iletmek için aradım... Klasik belki ama "Yapacak bir şeyimiz var mı?" diye sordum... "Olmaz mı Alen'im" diye bir cevap geldi...

Alışık olmadığım bir cevap türü olduğundan bir an duraksadım, o devam etti... Geri getirebiliyor muyuz?!!!! Kelimeler tükendi söz bitti...

YUSUF TUNAOĞLU
Takvim yaprakları 22'sini gösterdiğinde Temmuz'un... Bu sefer hüzün Yusuf Tunaoğlu'na dönüyor bütün sevimsizliğiyle...

Babamın, "Etrafına beş kişiyi toplar ve öyle bir yere top atar ki hayretler içinde izlersin topun sahadaki seyrü seferini" diye bahsettiği bir adam... Annemin "Yakışklı çocuktu" diye andığı... Ben aynı zaman diliminde yaşamadım neredeyse Toprağı bol olsun...

CENK KORAY
Temmuz bütün virajları bir bir dönerken, 23'ü Türkiye'nin en büyük televizyoncularından birinin vefat haberine tanıklık ediyor??? Cenk Koray'a....

Müzemizdeki 15 şampiyonluğumuzun 2'si onun üstün hukuk mücadelesiyle oldu. Ruhu şad olsun... Bir gün Sami Yen'de G.Saray maçına çıktık, Kendsi yönetici...

Stadın bize yönelik açılması gereken kapısı açılmıyor, bildiğin eziyet var yani... Aradım... Dedim ki, "Cenk Abi biriniz gelin taraftarın halini görün, bu işler orada oturmayla olmuyor!" "Alen'ciğim o tatlı canını üzme, ne demek oturmak hemen geliyorum" deyip bizim olduğumuz yere gelmesi, kalbimizi kazanması, ruhumuzu okşaması 5 dakika sürdü...

Gerekli telefonları açtı!!! Kapıları da...

BEŞİKTAŞ ŞEHİDİ ŞAN ÖKTEM
Azrail bu sefer Bolu Dağı'na kurmuş ölüm salıncağını.... Bir trafik kazasına kurban gitti Şan Ağabey... Beşiktaş'ın kamp yaptığı yerde sorun çıkmasından dolayı başka yer bakmaya giderlerken...

Eyvah ki ne eyvah!.. Beşiktaş şehidi dediğimiz ondan sebep... Bir gün ya Eskişehir ya Bolu olması lazım... Bize ayrılan yer dolmuş... Bizim otobüsler ancak maç saatine yetişebilmiş... (Klasik) Maça giremiyoruz...

O zamanki bizim büyükler Şan Ağabey'in etrafını çevirmişlerdi... Dün gibi hatırlıyorum... Kimseyi kırmamış "Buraya kadar gelip de maça girmemek olur mu?" deyip bütün sorumluluğu üstüne alıp bizi maça sokmuştu...

Kulağımıza eğilip, Süleyman Ağabey duymasın!" demesi var ki...?!! Nasıl bir saygı anlatamam...

OPTİK BAŞKAN
Ve 25'i... Optik Başkan'ın vites boşalttığı zaman dilimi... Bir Beşiktaş yiğidinin tribün mücadelesiyle dolu yıllları....

Köpeği Sally'le Beşiktaş meydandaki yaya geçidinden geçerken karşılaştığımızda koluma girip ille de eski mevzuları konuşalım diye diretmesi... Hindi baba çekerken alt kata düşecek diye korkmamız... Bitmeyen tribün mevzuları...

Hepsi optikle beraber Topkapı Mezarlığı'nda yatıyor... Ve Temmuz.... Bütün sıcaklığıyla İstanbul'un üstüne çöktüğü şu günlerde bize acı anılarını insafsızca göstermekte...

Biz de bütün temmuzlara inat öbür tarafa göçmüş her bir dostumuzu, şehidimizi, abimizi sonuna kadar yaşatacağız.... Mekanları cennet olsun... Öne çıkmış bu Beşiktaş'lı dostlarımızın nezdinde, Aramızdan ayrılan bütün insanlara selam ederim... Yaşatın ki yaşayasınız...