Evet perde açıldı ve oyun başladı. Televizyon yorumcusu sistemin uygulayıcılarından, beslenenlerden biri çıkıp Rafa’ya tekme atacaksınız öyle durdurabilirsiniz dedi. Yapılıyor mu ? Kralı yapılıyor. Hunharca, acımasızca, kalleşce hem de. Efendi topçu dediğin Visca yapıyor, yanında 70 küsur yaşında resmi şampiyonluk yaşadığı tek camiaya olan nedensiz  hırsından sahaya dalan adam buna çanak tutuyor, ne var bunda topa vurdu diyor.

Unutmayın Beşiktaş düşmanlığı kişilere indirgenecek kadar basit bir olgu değildir. Hizmet ettiğiniz yer bu camia değilse mutlaka o ya da bu şekilde düşmanı olmak zorundasınızdır. Dün gördük koskoca adamın şimdiye kadar hiç yapmadığı şekilde kenarda yaptıklarını. Sistemin yapısı gereği düşman olunacak en önemli duraktır Beşiktaş. Sistem için bu düşmanlık en büyük enerji kaynağıdır o nefretten beslendikleri ile kendi iğrenç yapısına hizmet eder. Beşiktaş düşmanlığı olmazsa olmazıdır sistemin ve onun kullarının.

İşte en düzgün görünen başkan bile çıkıp dünkü maç için utanmadan,sıkılmadan, yüzü kızarmadan Trabzonspor doğranmıştır diyor. Neden karşısında Beşiktaş var da ondan. Oyuncusu öldürülmeye teşebbüs edilmiş hakem taarfından sadece uyarı yapılmış pozisyona (Allahtan kameralar var) zorla kırmızı çıkartılan Beşiktaş, (bence) 2 penaltısı verilmeyen Beşiktaş, tüm takdir hakları ev sahibi takıma verilmesini mecburen seyreden Beşiktaş. İşte bu Beşiktaş’a konuşursun sen ama kiminin topçusundan sahanda 5,  kimininkinden dayak yersin sesin çıkmaz, çünkü onlar abilerin evlatlarıdır.

Hakemler desen başkasına karşı hata yapsa işinden olan, Beşiktaş’a karşı yapsa cesaret madalyası alan zavallılar. Ne yapsınlar? Evlerine  ekmek mi götürmesinler? Devam edin edeceksiniz de zaten. Haksızlıklara karşı durmak, tüm hainliklere kafa tutmak, türlü türlü kepazeleri yüzlerine vurmak maksadı ile sever Beşiktaş’ı taraftarı siz bunu anlayamazsınız , ama bilin ki sisteme ve piyonlarına karşı inadına Beşiktaş ulan demeye devam edecektir bu camia rahat olun..

Son olarak iğne yi de batıralım kendimize.

Hoca şöyleydi, Mario böyleydi,İmmobile, Musrati oydu buydu geçelim şimdilik. Kimsenin bedavadan cebine 3 puan koyamayacağı deplasmanda bu şansı kullanamadık ona üzülelim ama oyun mantalitesi olarak da büyük takım (ekstra yetenek işleri hariç) refleksi gösterdik buna da sevinelim. Ama bir konu var ki orası biraz karmaşık ve can sıkıcı. Muci,Mario,Gedson,Musrati,Rafa,Ndour,Onana,Oxlade tam 8 yabancı. Ortak bir özellikleri var. Hepsinin ana posizyonu önü arkası bilmem ama Merkez orta saha. Yani 14 yabancımızın 8 ini bu bölgeye harcamışız. Yani kaşı başka gözü başka oynayan, kolu başka bacağı başka yere giden, çalımcı açığa yer kalmamış kadroda. Sağa bakarken sola ince yapan araya salan  yumuşak bir 10 numara lüksünden de uzaksın. Daha doğrusu tüm bunların birleştiği tek adamın var. Böyle giderse onu da yakında ateşli silahla vuracaklar zaten. O zaman tabi acamazsın böyle mindere yapışan rakibini. Kadro mühendisliği bu açıdan bakılınca kötü dursa da aman yanlış anlaşılmasın yönetime olumsuz bir eleştirim yoktur. Kadro kalitesinin nereden nereye geldiği aşikar ve her babayiğidin yapacağı iş değildir bu. Sonsuz teşekkürler buraya kadar yapılan işlere..Oyun olarak en büyük  dileğimiz Gio hocanın yukarıdaki orta saha bolluğuna özel bir yaratıcı oyun oturtmasıdır. Yoksa sadece Masuaku’nun ayağına bakarak kenar hücumu yapamayız hele de oyuncuyu 3-4 hafta sonra hastanede ziyaret etmeyeceğimizin de garantisi yokken..