Bir süredir tüm spor camiasında olup bitenleri üzüntü içerisinde seyrediyorum. Yazılı basın sizlere ömür hayatiyetini kaybettiği için olup biteni sosyal medya denilen dijital platformlarda ve de bir iki TV programından takip etmek zorunda kalıyoruz. Zira TV spor programları da öç alma, kin kusma, hakaret etme mecrası haline dönüştü.
Bazıları ise daha öte tiyatro sahnesi gibi traji komik...
Bir telefon, bir yayın cihazı edinen eğer kütüphanesi ve kulüp flamaları var ise önüne hemen bir tezgah kurup kendilerine iki tane de paralı ve popülarite peşinde koşan yönetici veya adayı buldular mı Şam’da ki kayısıdan daha tatlı ortam hazırlanmış oluyor.
Yaşananlara baktığımız da, sıkıntının kaynağının sebeplerinin çokluğu da çözüm bulmayı zorlaştırıyor. Son gündemde ki olay bir muhabirin GS-BJK maçı sonrası attığı bir twitte ki! ifadelerin yakışıksızlığı, haddini bilmemezliğinin sonucu. Bir kısım siyasi iktidara yakınlık duyan medya mensuplarının bunu kanunlar karşısında kendilerini ayrıcalıklı hissetmelerinden mi acaba diye düşünenlerdenim.
Düşünce ve ifade özgürlüğü kimseye küstahlık yapma hakkı vermez.
Yanlışların cezasını şahsen şiddet kullanarak vermekte tasvip edilemez. Kulüp içerisinde böyle bir şiddete maruz kalmış kişi olduğum içinde empati yapmam daha kolay oldu.
Beşiktaş içinde de enteresan olaylar dikkat çekiyor. Son Mali ve İdari Genel Kurul’da Ahmet Nur Çebi ve Hasan Arat yönetimlerinin dönemsel ibraları yapıldı. Faaliyet raporu takdimi Hasan Arat’ın 10 ay içerisinde 3. defa İcraatın içinden programına döndüğü için insanlar sıkıldı, Allah’tan Çebi’yi ibra etmeyip ismini tarihin kara sayfalarına gömmek istemleri onları salonda tuttu.
Çebi ve yönetimi ibra edilmedi, peki şimdi ne olacak ? Geçmişte hangi yol takip edildiyse gene izinde yürünecek verilen zarar ziyan, telafisi mümkün olmayan manevi ve maddi kayıplar verenin yanına kar mı kalacak. Atıf Keçeci stat inşaatı döneminde Futbol A.Ş Bağımsız, denetimden de sorumlu yönetim kurulu üyeliği görevi sonucu yaptığı tespitler belgeleriyle KPMC Türkiye ve Hollanda’da ki Avrupa merkezine gönderildiği halde raporda yer bulmadı. Tarafıma Çebi tarafından kendisine ağzımdan ve kalemimden çıkmayan “itham edici“ sözü halüsinasyon sonucu söylemişim gibi değerlendirerek ajitasyon yapmasına karşılık hep dava açmasını bekledim ama kurnazlık yapıp sadece eften, püften sebeplerden hakaret davası açtı ve de kaybetti. 3 defa da kendisi ve yancıları Disiplin Kurulu’na şikayet ettiler oradan da istediklerini alamadılar. Kanaatim değişmedi aksine çatı danışmanlığı faturası ve de rahmetli Şafak Mahmut Yazıcıoğlu’nun açıkladığı 2 milyon TL’lik ödeme olayı daha da güçlendirdi.
Başkan Hasan Arat’ın 2 Ocak 2024 Divan kurulu toplantısına dile getirmeye başladığı bu konular ve de kural dışı kulüp üyeliği yapan kurul ve yaptıran kişiler hakkında TCK açık hükümleri kapsamında ne gibi yaptırım girişimleri olmuş merakla cevaplamasını bekliyorum. Bu arada yeri gelmişken başkandan cevaplamasını istediğim hususlarda son Stat terasında açılışı yapılan restorana davet işinde isim tespitleri hangi kriterlere göre yapıldı, Teknik direktöre “VİP (önemli kişi)“ olarak takdim edilen gazeteci nezdinde diğer medya mensuplarına ayıp ettiğinizi düşünüyor musunuz ?
Önemli bir konu da geçtiğimiz günlerde Antalya Derneği’nin organizasyonunda yönetim kurulu üyeleri arasın da geçen diyalog. Gecede bulunan 2. başkan Hüseyin Yücel kürsüde konuşması esnasında misafirlerin sorularına muhatap oluyor. Kendisine yetersiz olduğu düşünülen bir futbolcunun transferinin nedenini sorulduğunda orada bulunan yönetim kurulu üyesi Mete Vardar’a sormasını, 2. bir futbolcu içinde gelen sorunun cevabının da adresini de aynı şekilde cevaplıyor. Ancak Mete Vardar 2. bahsi geçen futbolcunun transferini yapanın kendisinin değil G. Sekreter veya Kaan Şakul olduğunu söylüyor. Hüseyin Yücel’in kurul arkadaşını olumsuz bir sonuçta hedef göstermesi önce ayıplanır sonra hadsizlik olarak değerlendirilir. Kulübe maddi kaynak sağlanması kişilere karşı istenildiği gibi hareket etme ve istediğinize gerekli gereksiz cevap vermek hakkı vermez.
Bilmeyenlere hatırlatmak isterim spor kulüplerine sponsorluk ve diğer yollarla yapılan gelir sağlayıcı bedeller Yasal düzenlemeler gereği amatör spora katkılarda % 100’ü, profesyonel şubelere sağlanan katkılarda da % 50’si yapan kurum veya kişinin gelir veya kurumlar ödemesi dip rakamından düşülür.
Yani kimse cebinden hibe etmez , Devlete ödeyeceği vergiden mahsup eder…
Gene başkanın işin başında Futbol Şubesi’ni Samet Aybaba ve Feyyaz Uçar’ a teslim ettiğini biliyoruz.
Üç gün sonra iki as başkan Nevzat Demir tesislerinde antrenman öncesi futbol ekibine oynanacak maçın önemi ile ilgili eller arkada konuşma yaparken görüldüler. Derken Brad Friedel sorumlu olarak görev aldı. Birde baktık ki şimdi ki genel sekreter Kaan Şakul’da kendi scout ekibini kurmuş transfer bile yapmış.
Samet Aybaba ve Feyyaz Uçar şimdilerde ne iş yaparlar, bu durumu nasıl yorumluyorlar, başkan ne söyleyip ne yaptığını düşündüğünde bu durumdan memnun ve mutlu mu merak ediyorum ?
Atıf Keçeci
duhuliye.com