Öncelikle Karagümrük iyi oynadı. O baskıya ragmen panik yapmadan top kaptırma riskini de göze alarak pasla çıkmaya çalıştılar. İlk 15 dakikadan sonra da farkettiler ki karşı takımın eli ayağına dolaşmaya başlıyor iyice sakin ve sert oyun oynadılar. Hatta 10 kişi kaldıklarında bile panik yapmadan biraz daha fazla koşarak bu eksikliği hissettirmediler bile. Buraya kadar olan sahanın üstündeki futbol performansı idi. Ama bir de madalyonun öbür yüzü var. Karagümrük’ün bir başkanı var bidiniz hani  Süleyman Hurma. Bu beyefendinin mesleği yani futbol dünyasındaki ilk mesleği menajerlik. Komisyon üstüne mi çalışırdı maaş mı alır dı bilmem ama biz onu öyle tanıdık. Beşiktaş camiasını karşısına aldığı ve hala şaibesini koruyan bir Mehmet Topuz transferinin yardımcı oyuncusu. Hatırlayın oyuncu Beşiktaş’a gitme isteğini açıkça beyan edip formalı fotoğraf vermişken ortalığı ayağa kaldırıp asker güçleri devlet erkanı ve has abisi FB başkanı ile Topuz’u FB’li yapan kişi. Sonra bir Tçok başarısız hatta rezil olduğu bir Trabzon macerası var ki bir Trabzonlu arakadaşımdan dinlemiştim aman aman..Sonra orası burası derken hoop Karagümrük’ün başında gördük kendisini. Arada TV lerde konuşuyor zannedersin İngiliz dükü öyle beyefendi öyle süslü kelimeler ile beziyor ki cümlelerini zannedersin spor gurusu. İşte bu başkanın takımını seyrettik dün akşam. Sahada oynadıkları doğru futbola öyle yanlış işler karıştırdılar ki benim burada yazıya dökemeyeceğim ama aklımda duranları doğruladılar. Karagümrük dün terbiyesizlik yapmıştır. Dedim ya ne uğruna olduğunu bilmiyorum bilsem de zaten söleyemem. Karşında şampiyonluğa oynayan takım var, tabi ki yatma maçı verme. Ama be kardeşim, her taca faule itiraz, sana laf edene diklenmeler, uçan tekmeler, formadan çekmeler, yere yatınca ölüp geri gelmeler, dakikalarca yerden kalkmamalar. İşte bunlar küme düşmüyorsan, kupada eleme maçın değilse yada şampiyonluğa oynamıyorsan efendi bir takımın yapacağı işler değildir kimse bana anlatmasın. Yok Baba Hakkı’nın takımıymış yok Beşiktaş’ın dostuymuş geçelim bunları. Karagümrük benim gözümde hurmayı yemiş bir takımdır ama ilahi adalet bugün yediği hurmaları ne yapacağını iyi bilir. Örnek MKE dir. Jimnastik kulubü diye eğlene eğlene geldiler bir anda ikinci ligde sevgilileri ile buluştular. (Tabi yüce TFF küme düşmeyi kaldırmaz ise)

 

Gelelim son maça. Düşe kalka, sakat vere vere geldik buralara. Hocanın karizması, oyuncu üstünde yaptığı etki, başlardaki adaletli forma dağıtımı ve takım içinde yarattığı ortam bizi son haftaya lider taşıdı. Eğer Sergen hoca biraz daha doğru kadrolar ile maçlara çıksa, forma adaletini 5 hafta önce kesmese, Fb, Kasımpaşa, MKE ve dünkü  maçta oyuna daha doğru müdahele etse çoktan iş bitmişti. Eskileri geçelim düne geldiğimizde Necip iyi oynadı diyoruz değil mi? Eminim Sergen hocaya sorsanız süperdi diyecek. Yok değildi hocam. Maç 2-1 kaybedildi. Ön liberon muhteşem oynarsa maçı alırsın en azından kaybetmezsin. Dorukhan hamlesi ikinci yarının başında yapılabilirdi.Teknik kapasitesi, becerisi düşük oyuncular sezonun bu döneminde stres yüklü maçlarda dağılıyor. Zaten oyuncular yapabileceklerinin bir iki tık altında oynuyorlar panikten, ee bir de bunlara beceri noksanlığı eklenince dünkü Nskala çıkıyor karşına ve olmayacak 2 gol yediriyor. Üstüne üstlük önüne set örülmüş Nkoudu’yu rahatlatacak bindirmeleri de yapamıyor. Dikkat edin boş bıraktılar Nskala’yı. Baskette vardır bu şutu kötü oyuncuyu riske edersin diğer tarafa savunma yaptırırsın. Dün onu yaptılar Nskala’ya.O da sağolsun yalpalaya yalpalaya eli ayrı kolu ayrı oynaya oynaya gitti rakibin üstüne çıktı. Weli desen aynı durum. Birşeyler yapmak istiyor güçlü herşey tamam ama onu boş bırakıyorlar zaten biliyorlar topu kıracağını yada stadın dışına pas atacağını. Bu 3 oyuncuya da hiçbir sözüm yok Allah emeklerinden razı olsun buraya kadar getirdiler. Ama Sergen hocadan tek ricam zaten Atiba geliyor Necip yok da lütfen son maça ayağı düzgün Montero ve Rıdvan ile çık. Sen bu ikili ile Kadıköy deplasmanına çıktın Göztepe’ye hayli hayli çıkarsın. Hem böylece Vida da sağ stopere geçmiş olur. Çok konuşacak, yazılacak konular var. Abubakar konusu başta olmak üzere. Ama yeri ve zamanı değil. Çok farklı geçeceğimize inanıyorum Göztepe’yi ve o konuları unutacağız. Oyunculara, teknik heyete camiya tek söylenebilecek söz o gün sabırlı olunması. Oyunculara ek söz ise, panik yapmadan diğer tarafı dinlemeden toplarını oynamaları İstanbuldan ilk yarıda 5 gol haberi gelse bile tempoyu bozmamaları olabilr.Unutmasınlar ki karşılarındaki takım Gençlerbirliğinden iknci yarıda 4 gol yedi yani 60-70’den sonra ne olacağı belli olmayacaktır. Bir diğer konu da eksilmemenin önemi Rosier, Josef oynarsa Weli kırmızıya dikkat.Bu yazdıklarımı uydurmuyorum ve moral motivasyon olarak da yazmıyorum. Ben tribünde, Sergen hoca sahada yaşadı bu yazdıklarımı. 92-93 sezonunda hatırlayın ne oldu Ankara’da tezahüratımız varya işte o gün bunlar yaşandı..O sene son haftaya biz 2 gol geride ve iç sahada giriyorduk. İstanbul’da ve Ankara’da maçlar aynı anda başladı. Ankara’da goller sağnak gibi yağmaya başalyıp gözü kulağı Ankara’da olan taraftar da dağıldı topçu da. Gol yedik ve üstüne takoz Recep atıldı. Tüm bunları yaşamadan maçın sonuna kadar savaşacak bir takım olmalı sahada. Bu camianın benim jenerasyonuna bir borcu var. Tezahüratın devamında olduğu gibi unutmadık unutmıycaz….

 

Son olarak da antin kuntin işlere değinerek bitirelim.. Evet bugün de 92-93 sezonun benzeri ama küçük bir farkla. Biz 2 gol önde giriryoruz bu sefer. Dün akşamdan beri başladı şike lafları ortalarda. Herkes Malatya kulubüne yoğunlaşmış durumda ama ben artık bu işlere kulüplerin gireceğine ihtimal vermiyorum. Eskiden de bence kulüpler şikeyi kurumsal olarak yapmazlardı bence. O meşhur seneye tekrar dönelim o dönemde Beşiktaş yöneticisi, son maçta açık açık MKE’ye teşvik primi vereceğini açıklamıştı TV’de muhtemelen de vermiştir ama dedim ya kulüp ayrı oyuncu bireysel olarak ayrı telden çalar. O dönemde de karşında zaten şikeden mimli bir Zalad vardı. O zaman da söyledim yine yeri geldi söyleyeyim MKE’nin kadrosunda libero Serhat vardı o maçı seyredenler hep kaleciye baktı ama ben hep ona baktım. Çünkü yıllarca GS’de oynamış hasta bir taraftarıydı kulubün. Şimdi de Malatya kadrosun Semih, Umut Bulut ve Adem Büyük var. Bu arkadaşlar hadi diyelim oynamadı ama tesislerde, kamplarda belki sosyal yaşamda bütün takımla iç içeler. Bunların yanıında kulüpte başta Afrikalı olmak üzere bir çok az gelirli futbolcu olduğu da malumumuz. Yani aklıma kötü şeyler gelmiyor değil  ama bu insanlara da kondurmak istemiyorum açıkçası. Ayrıca ben YeniMalatyaspor kulubü yetkililerinin tüm önlemleri alacağını, oyunculara ve camialarına herhangi bir leke sürdürmeyeceklerine inanıyorum diyeyim ve bu konuyu dikkatle izleme şartı ile kapatayım.  Hatta yazıyı da..

 

Pazar sabahında maviliklerde buluşmak üzere..