"Okur çoğu kez, ‘niye takım hakkında iyi yazmıyorsun?’ serzenişinde bulunur. Bu kez onlara kulak verip Beşiktaşlı futbolcuların hakkını teslim edelim!

Salih Uçan, sürekli geriye nasıl güzel oynadın ve nasıl harika fauller yaptın Rize deplasmanında, yürekten kutlarım. Ciro Immobile önünden geçen toplara dokunamadın ama meşin yuvarlağa kusursuz bakışlar attın. Penaltı olsa gol de atacaktın eminim, ayaklarına sağlık. Gedson Fernandes bir kez daha rekor top kaybıyla oynadın, harikasın ve bu konuda kimse ayağına su dökemez, rahat ol. Ernest Muçi attığın golün dışında sahada ayak basmadık yer bırakmadın, o nasıl mücadele hırsı o nasıl bitmek tükenmek bilmeyen enerji! Savunma elemanları içinse ayrı ve çok daha dokunaklı methiyeler gerekli tartışmasız. Her birinin elinde sadece ‘yeşil yandı rakip forvet oyuncuları geçebilir’ tabelası yoktu. Kaleci Mert Günok mu? O gecenin en beceriksiz elamanıydı tabii ki. Sen kalk tek başına ev sahibi Rizespor’a kafa tut ve mutlak 5 gol pozisyonunda kaleni gole kapa. Olacak şey mi bu? Takımın diğer elemanlarıyla uyum içinde oynasana kardeşim…Ha bir de ‘harikalar’ yaratan ‘nöbetçi’ teknik direktör Serdar Topraktepe var elbette. Salih Uçan ‘takıntılı’ Serdar Toprektepe. Sevgili Serdar görüp göreceğin buydu ve ne yazık ki şansını hiç iyi kullanamadın. Yaşanan sorunlu süreçten dersler çıkaracağını varsaymıştım ama yanılmışım…

Yerlisinin de ecnebisinin de en kötüsü Beşiktaş’ta. Bunu başarmak gerçekten üstün yetenek gerektirir. Futboldan hiç anlamayan dahi astronomik harcamalar yaparak istese de en kötüleri bir araya getiremez. Beşiktaş, Rizespor karşısında ‘toplama takım’ görünümünde değil tamamen öyleydi. Hani derler ya ‘bunun ne başı ne sonu belli’ Beşiktaş’ın şu andaki durumu bundan ibaret. Ancak ‘gidene güle güle gelene hoş geldin’ ile son bulmamalı bu hikaye. Birileri bunun hesabın vermeli. Bu kadar beceri yoksunu futbolcu akıl almaz rakamlara nasıl ve niye transfer edilir? Oyuna sonradan dahil olan Cher Ndour’un son derece laubali tutumu Beşiktaş’ta göreve gelen ve gelecek yönetimlere ders olmalı, ki isimler değil yüreği ile oynayacak futbolcular transfer edilsin…

Beşiktaş’ı Rizespor karşısında ‘Tanrı’ değil kaleci Mert Günok’un üstün becerisi ve azmi korudu. Şayet kalede Mert olmasaydı karşılaşmanın ilk yarısını 4-0 geride kaparlardı. İkinci yarıda da en az iki tane daha yerlerdi. Beşiktaş’ı Mert Günok kurtardı da 1-1 sona eren maçta puan kazandı. Bu takımı ne Sergen Yalçın ne de bir başkası kısa sürede ayağa kaldıramaz, Beşiktaşlılar ilk önce bu acı gerçeği kabullenecek, sonraki aşamada da takımdan desteğini çekmeyecek. Bu sürecin başka türlü aşılması olası değil… Bu arada soran olmadı ama ben yine de söyleyeyim! Şayet alt yapıdan oyuncu gelmesini istiyorsanız ve gerçekten buna niyetiniz varsa alt yapının tüm sorumluluğunu bunun eğitimini almış Halim Okta’ya verir, Samet Aybaba’nın yakın arkadaşı ve ‘yoldaşı’ Mehmet Ekşi’ye de emekleri için teşekkür edersiniz. Unutmadan, bir önerim de ‘Scout ekibi’ hakkında olacak hani futbolcu izleme komitesi… Gökhan Keskin’i çağırıp deneyimlerini dinleyin. Gökhan’ın Güney Amerika’da bulduğu ve transfer etmek istediği oyuncuları Fikret Orman’ın niye istemediğini öğrenin. Bir de sorun Gökhan Keskin’e beğendiği ve istediği oyuncuların 3-5 yıl sonra hangi takımlarda kaç milyon dolara oynadığını…"