Bir Beşiktaş-Malmö karşılaşması daha. 6 kez karşılaşmışlar sadece 1 galibiyet, 1 beraberliğimiz var. Aslında sıradan bir Avrupa takımı Malmö. Ama hep bir seviyenin üstündeler. Beşiktaş’ta savunmada Svensson ve Paulista takıma dönmüş. Fakat Immobile yok ve yerini Semih’e bırakmış. Yavaş ve sıkıcı başlıyor maç. Tamam biz savunmayı ileri çıkarıp karşı alanda daha çok oynuyoruz daha çok topa sahibiz. Ne ki Malmö çok iyi karşılıyor, alan kapatıyor. Ve tempomuz da düşüyor. Oyun neredeyse “ağır çekim”. Fakat onlar kaptıkları toplarla hızlanıyorlar. Bizim de hızlı olmaktan başka çaremiz yok. İlk yarı gol beklentisi yerlerde. Final paslarını yüksek toplarda aramamız da bir başka yanlış. 2. yarı Malmö bizim yarı alana daha kalabalık gelmeye başlıyor. Biz de kontraatak imkânları buluyoruz. Gole yaklaştığımız, heyecanlandığımız pozisyonlara giriyoruz. Yani 2. yarı oyun da Beşiktaş da hareketli. Rafa’yı da ileri atıp çift santrfora dönüyoruz. Topu kaldırmadan yerden paslarla ardı ardına hızlı ataklar sonuç getirecek gibi. Nitekim önce Semih’le yokluyor ama golü 76’da Muçi ile golü buluyoruz. Sonra 85’te Semih dönüp, söküp, alan boşaltarak 2. golü buluyor. Bir gol yemeden bitmiyor maç ama 3 puan da alkışlar da Beşiktaş’a...

Cumhuriyet/ Gülengül Altınsay