Futbol

Sonu, gelişinden belliydi

Cumhuriyet gazetesi yazarı Gülengül Altınsay, Beşiktaş gündemini köşe yazısında değerlendirdi.

Beşiktaş’taki yönetim krizini bekliyordum ama bu kadar çabuk değil. Hele başkanlığı büyük hırsla isteyen Hasan Arat’ın istifa spekülasyonları yaratmasını hiç beklemiyordum. Garip hesaplar var. Anlaşılan, Divan Başkanı, yönetim kurulu başkanı olmasın diye, Arat sadece sembolik başkan kalıp yönetim Hüseyin Yücel’e verilecek. Yani parayı veren düdüğü çalacak.

AYRIŞTIRMA YOLUNU SEÇTİ

Zaten Arat’ın Beşiktaş gibi bir kulübü yönetemeyeceğini düşünüyordum ben açıkçası... Arat seçime girerken Beşiktaşlıları ayrıştırma yolunu seçmişti çünkü. “Beşiktaş’ı bundan böyle Beşiktaşlılar yönetecek” derken tüm 2000 sonrası yönetimleri Beşiktaşlı olmamakla suçladı. Bu, Beşiktaş camiasında yaratılan büyük parçalanmanın ayak sesleriydi. Aslında çelişkili bir açıklamaydı bu. Kendisi sadece 2 yıl yöneticilik yapmıştı. Hem de yönetimin en etkisiz kaldığı dönemde. Sporcu olarak Fenerbahçe ve Galatasaray formaları da giymişti.

UYUMSUZ YÖNETİM

Ayrıca Arat her türlü olumsuz durumu kullanarak memnuniyetsizliği örgütledi. Son 2 yıl olumsuzlukların üzerine benzinle gitti. Asılsız bilgilerle ve gerçek dışı sunumlarla sahte bir cennet vaat etti. “Biz yıllardır yönetim için hazırlandık, teknik direktörümüz de, alacağımız futbolcular da belli” diyerek, hatta bazı kulüp başkanlarıyla özçekim fotoğraf çektirerek taraftarı büyük beklentilere soktu. Bunların hepsinin sadece gösterişli sunumlardan ve laflardan ibaret olduğu anlaşıldı kısa zamanda. Her kesime mavi boncuk dağıtarak oluşturulmuş uyumsuz yönetim kurulu da bugün gelinen noktada ardı ardına gelen istifaların bir başka nedeni. 

GİO’NUN ALTI OYULUYOR

Tabii bir başka olay da Samet Aybaba’nın büyük yetkilerle futbolun başına getirilmesiydi. Bilindiği gibi kulüplerde rağbet gören en önemli görev futbolu yönetmek ve transferlerde söz sahibi olmaktır. Başkanın bu işi Aybaba’ya vermesi Aybaba’yı iyi tanımadığını gösteriyor. Yoksa bu noktaya gelinmezdi. Yani Aybaba konusu iyi yönetilmedi. Oysa ki Aybaba bilinmeyen bir kişi değil. Beşiktaş geçmişi, daha önceki geliş-gidiş nedenleri bir fikir vermiş olmalıydı.

Şimdi herkes Aybaba’nın gönderiliş şekline takılmış durumda. Arat’ın onunla birlikte Rıza Çalımbay kaptana yaptığını şimdi ona karşı yaptı Arat. Ama asıl mesele bu kadar birbiriyle uyumsuz, tecrübesiz insanlardan yönetici kadrosu oluşturmakta ve taraftara olmayacak hayaller kurdurtmakta. Kısacası yönetim şeklinde. Sonra ne oluyor; işler biraz iyi gitmeyince herkes suçu başkalarının üstüne atıyor. Kulüp içinde insanlar birbirinin kuyusunu kazıyor. Özellikle Giovanni van Bronckhorst’un altı oyuluyor. Tamam yanlış bir transfer politikasının sonucu elde dengesiz, uyumsuz bir kadro var. Borçlar üçe dörde katlandı ve büyük ödemeler kapıda.

‘MATRUŞKA BEBEKLER’!

Sonuçta maalesef kişisel hırsların Beşiktaşlılığın önüne geçmesi Beşiktaş’ı böylesi büyük bir krizin eşiğine getirmiş durumda. Beşiktaş’ın şimdi futbol aklından önce ciddi bir yönetim aklına ihtiyaç var. Arat, geçmiş yönetimleri, birbirinin içinden çıkan “matruşka bebeklerine” benzetmişti. Özellikle seçim kaybettiği Serdar Bilgili’nin 100. yıl yönetimine haksızlık etmişti. Maalesef Arat yönetiminin içinden koca bir boşluk çıktı. Ve Beşiktaş’ı büyük bir boşluğun içine attı.

Cumhuriyet/ Gülengül Altınsay

{ "vars": { "account": "PASTE_ANALYTICS_ACCOUNT_ID" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }