Sergen Yalçın’ın ayrılmasıyla birlikte görüyoruz ki, Beşiktaş’ta teknik direktör konusunda papatya falları açılıyor!
Birçok yerli ve yabancı aday var torbada!
Bakalım şans kime gülecek?
Tabii ki biz de gazeteci olarak boş durmuyoruz, güvendiğimiz kapıları sürekli çalıyoruz. Papatya falından çok, nokta atışı peşindeyiz.
Başkan Ahmet Nur Cebi, yönetim içinde sürekli nabız yokluyor, biliyorum ki son sözü yine kendisi söyleyecek.
Başkan Cebi, bu konuda çok temkinli, işi oldu bittiye getirmek istemiyor, adımını sağlam atmak istiyor, bu da doğru bir yöntemdir.
Şurada ligin ilk yarısının bitimine ne kaldı ki?
Başkan Çebi, Önder Karaveli ile ilk yarı bitimine kadar devam etmek istiyor.
Valla, bravo başkana....
Önder hocayı hiç tanımam, takımı kritik bir maça hazırlamış, skor tabelası da onu başarılı gösteriyor...
Altyapıda görev yapıyor, Ümraniye’nin ve de Kartal’ın havasını suyunu iyi biliyor, yabancı değil! Bu tabloda onunla yola devam etmek doğru bir tercihtir bence. Haaa bu ağır yükü taşır mı, taşıyamaz mı, bilemiyoruz, ancak önyargılı olmamak gerekir... Bence şans vermekte yarar var.
Bir atasözümüz var, tam da bugüne göre;
“Ummadığınız taş, baş yarar...”
Yabancı mı?
Ben külliyen yabancı teknik adama karşıyım...
Nedeni de çok basit...
Adam gelecek, kısa vadeli çalışmayı kabul edecek mi?
Sanmam....
Asgari 1.5 ya da 2 yılda ısrar edecek...
Maaşıydı, tazminatıydı derken, astarı yüzünden pahalıya gelecek!
En önemlisi başarılı olacak mı? Garantisi mi var?
Zirve kaçmış, atı alan Üsküdar’ı geçmiş!
Yani, yabancı risktir, hem de lükstür!

Bu gidişin dönüşü de olur
Hep, yazdık, çizdik, konuştuk...
Beşiktaş taraftarı farklıdır, birçok ilkelere imza atmıştır, yaratıcı ve sürükleyici sloganlarıyla hep önde olmuşlardır. Öyle ki, durmak bilmeyen tezahüratlarıyla desibel rekorları kıran bir taraftar topluluğundan söz ediyoruz...
Vefalıdır, kötü gün dostudur...
Yani ‘Bir gün değil, her gün Beşiktaş...’
Bu sloganın doğruluğunu Kayserispor maçında bir kez daha ortaya koydular. Tribünleri doldurdular, Kartal’ı bitiş düdüğüne kadar desteklediler.
Tribünlerin sık sık ‘Sergen Yalçın’ sloganları atmasını sakın ola yadırgamayın, onlar Kartal Yuvası’ndan yetişenleri şartlar ne olursa olsun bağırlarına basarlar... Tıpkı Sergen Yalçın gibi... Ki o Sergen Yalçın, yoklarla mücadele etti, Kartal’a çifte zafer yaşattı... İsterse bu fotoğrafa rağmen kalır mıydı? Evet, kalırdı, çünkü sınırsız bir kredisi vardı.
Buna karşın daha çok zarar vermemek adına bırakmayı tercih etti... Biraz erken oldu, ama doğru bir karar verdi... Bu da bir vefa örneğidir...
Yolu açık, şansın bol olsun... Bu gidişin, bir dönüşü de olur!

Beşiktaş bir adım önde
İstanbul’un üç büyüklerinin Süper Lig’deki konumları, büyüklükleriyle asla örtüşmüyor! Üçü de benzetme yerindeyse tel tel dökülüyor!
Sergen Yalçın dayanamadı, pes etti, kenara çekildi! Kartal uzun bir aradan sonra Kayserispor maçını kayıpsız geçti.

Sanırsınız ki, arkadaşların garezi Sergen Yalçın’a idi! Fenerbahçe’nin düzeleceği hiç yok, Pereira ayrılık için adeta gün sayıyor! Galatasaray’ın da diğerlerinden farkı yok! Avrupa kulvarında Aslan... İç hatlarda adeta kuzu!
İlk yarının son derbisinde kantarda kim ağır basıyor?
Bence Beşiktaş... Niye mi?
Kartal’ın kaybedeceği hiçbir şey yok, hocası ayrılmış, yönetim buraya adam arıyor! Artı, Kartal geçtiğimiz sezonu çifte kupayla kapatmış, yani kredisi var...
Ya Fenerbahçe? Yıllardır şampiyonluğa hasret! Zirve treni onlar için de kaçmış durumda! Hem Pereira, hem de futbolcular diken üstünde, baskı altında. İşte bu faktörler Kartal’ı derbide bir adım öne çıkarıyor.

İkisi de etik değil ama arada fark var!
Hiç kimse kusura bakmasın, şartlar ne olursa olsun, insan sağlığı her şeyin önündedir, onu geçecek hiçbir faktör olamaz, olmamalı.
Anımsayın, Beşiktaş-Giresunspor maçında kaleci Mert Günok yere yığıldı, Champness topu filelere yolladı, farkı dörde çıkardı. Bu golün etik olmadığını savunduk, asist yapanı da golü atanı da eleştirdik. Çünkü fark zaten üç olmuş, dördüncüyü atsan ne olur, atmazsan ne olur! Atan kadar, oyunu devam ettiren hakem de suçludur...
Gelelim Sivasspor-Galatasaray maçındaki tek gole... Kaleci Muslera, Luyindama ile çarpıştı, topla son buluşan Fajr, takımını 1-0 öne geçirdi... Evet, attığı gol çok kritik idi... Şimdi bu pozisyon ile Mert’in pozisyonu insan sağlığı açısından aynıdır, Muslera öyle durup-dururken kendini yer atmaz, yani numara yapmaz. İkisinin arasında tek fark biri üç gol atmış, üç puanı garantiye almış... Diğeri ise tek golle üç puanı hanesine yazdırmış...
Bana göre ikisi de etik değil, ama eleştirirken, aradaki farkı da unutmayalım... NOKTA..

Bilal MEŞE / Milliyet