Maçtan sonra yüzde 90'ımız birbirine bu Rafa’nın nereden geldiğini, nasıl geldiğini, niçin geldiğini anlayamadığımızı belirten ifadeler kullanıyorduk herhalde. Sakatlanmasın diye kulaklarımızı koparırcasına çekip tahtaya vuranların oranının ise daha fazla olduğuna eminim, ispat da ederim... Adam oyunu ile ne Sosa’cı bıraktı ne Talisca’cı, herkesi birleştirdi maşallah. 30 yıllık Sergen ile Şifo Mehmet beraber oynar mı sorusunu bile cevapladı; evet oynar hem de tek bünyede oynar diye.. Neyse uzatmayayım nazar değmesin... Takımın ateşli ruhu tribünleri de etkilemiş, özellikle ıslık ve baskı kurma tamam... Kale arkası ve kapalı uyumu tam olmasa da barışmış ve birbirlerini dinler haldeler. Nihayet sidik yarışı bitiyor gibi, biraz daha koordinasyon ile olacak bu iş. Fakat iki tane konu var. Yaklaşık 50 senedir maça giderim, bunun 40 senesinde tribün bilincim oluşmuştur, be kardeşim hiçbir ikinci yarıya taraftar baskısı ile başlanmaz. Sonra neydi o 1-0 iken lay lay lom... Neyse, berabere olunca uyandık da beraber hareket ettik. Dün için herkesin ayağına sağlık.
Beşiktaş yönetimi temel kısmı geçti. Takımın omurga oluştu... Artık bir tık daha kalite ve derinlik arttırma zamanı. Ben Ocak’ta olsa da olur bu hamleler diyordum ama 1 Eylül’den sonra bünyeye uyacak 2 çilek indirirsek bu pastanın tadından yenmez.
Çok uzatmadan son ama en önemli konu ile bitirelim. Dün maçın başındaki şanlı bayrağımız ve çalınan İzmir Marşı tabi ki 30 Ağustos Zafer Bayramı ile ilintili olabilir ama birkaç gün önce oynanan başka maçta açılan pankartlara da cevaptır aslında. Zafer bayramın varken dünyaya başka mesaj verme çabasının saçmalığını da hatırlatmıştır umarım. Burası Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının emperyalizme ve onun içerdeki, dışardaki hain ortaklarına karşı savaşarak kurduğu ülkedir. Önce vatanımızı savunacağız, ona sahip çıkacağız. O içerdekiler ve dışardakiler bitmez, bazen başrol bazen gizli kalırlar. Kullanacak, içeri sızacak insan ve baskı grupları, kulüp, parti her şey bulabilirler ama ülkemizin ve Beşiktaş camiasının fertleri olarak ne daha önce ne daha sonra bunlara yol vermedik, vermeyeceğiz.
30 Ağustoslar bizimdir, herkese kutlu olsun. Zoruna giden var ise az öteye ya da çok öteye, aynen de başkomutanımın dediği gibi ‘’Geldikleri gibi’’ gidebilirler
Bülent Bilirgen / Duhuliye