Beşiktaş‘ta alışılmadık olaylar yaşanıyor. Bunların bir kısmı maalesef kabul edilemez işler sınıfından.
Genel sekreter açıklama yapıyor ve FİFA, UEFA, FİBA’dan kulüplere “diyetsiz “ sözleşme feshi yetkisi verilmesini istiyor. Yani “Biz gelir gider dengemizi tutturamıyoruz sen kulüplerin lehine değişiklik yap, bizim sporculara taahhüt edip kontrat haline dönüştürdüğümüz anlaşmaları yok say, sporcuya bu uygulama ters geliyorsa ben “diyetsiz“ onu kapı önüne koyayım.” diyor. Bildiğim kadarıyla “diyet“ ödeme tarihte, acısı günümüze kaldı.
Bunları düşünüp insanlarla paylaşacaksın, sonra “Hak, Hukuk, Adalet “ diye çığırtkanlık yapacaksın. Hani zamanın başarısız Milli Eğitim Bakanı’nın “okulları kapatırsak iyi işler yaparız “ dediği gibi. Bu düşüncelerinizi açıklarken acaba hiç yüzünüz kızarıyor mu? Risk yönetiminden yana “Fransız“ olanlardan beklenecek bir tavır, çok yazık.
Güçlü Başkan ve Kulüp Personeline Yardım Paketi acısı
Kulübe aktif olarak katılışım 1970 yılıdır. Pek çok badireler atlattık. 1980 senesinde, kulüp bir tefeciye teslim edilecekken son dakikada Sıraselviler Özgül Düğün Salonu’nda yapılan genel kurulda ( Katılım 100 kişi) şahsım dahil Köyiçi’nden rahmetli Kafa Sabahattin ve 2 üyenin ibrasızlık oyu kullanmasıyla nefes aldık. O tarihte Mülki Amirlikler, dernekler yasasının uygulayıcısı oldukları için rahmetli Şekip Okçuoğlu başkanlığında geçici bir yönetim kurulu oluşturuldu, aralarında genç kuşağın temsilcisi, finansör olarak rahmetli Mehmet Üstünkaya da vardı. Benzer birçok sıkıntı yaşandı ama bir kere “Kibrit çak “ kampanyası yapıldı, bir defa da piyango tertiplendi. Koç grubunun verdiği 12 Tofaş araba da çekilişin kazananlarına verildi. Bir talihli kazandığı arabayı kulübe bağışladı, o da makam arabası olmuştu.
Önceki hafta medyada bir resim ve haber gördüm. Beşiktaşlı bir grup, Ümraniye çalışanlarına 191 adet yardım kolisi dağıtmış. Hepsinden Allah razı olsun, bol kazançlar nasip etsin. İçim sızladı, kulüp çalışanlarını bu duruma düşürenlere lanet okudum. Taksimat son günlerin meşhur “prim” dağıtımına benzer nitelikte mi, “iki bana bir sana” mı oldu acaba? Malum kulüp personeli 5-6 aydır maaş alamıyor ve büyük sıkıntı içerisinde ama ağalar demeç üzerine demeç veriyorlar. Üst akıl onları “BJK camiası olan biteni görmez, biraz salaklardır” diye mi kandırıyor acaba? Çok yazık.
Ayranın yok içmeye…
Kulübün borç yükü kimse için sürpriz değildir. “Güçlü Başkan” sloganı seçilirken ne düşünülmüştü? Olay “hem güçlü hem ağlak “ haline dönüştü. İkinci başkana bakıyorsunuz; kendini iletişim fatihi ilan etmiş, trollere kapılar açılmış. Bir kısmı duyduğumuza göre bünye içerisine katılmış, başlarına da şimdilerin kongre tezgahçılarından birkaçı atanmış. Bol laf, felsefe, yani sade suya çorba… Eskiyi kötülemekten başka yaptıkları hiçbir iş yok. Herkes geçmişten haberdar, yönetim içerisindeki bir kısım eski dönem yöneticileri zaten konuya hakim. Siz düzeltmek için gelmediniz mi, elinizden tutup sizlere mani olanlar mı var, açıklayın bilelim.
Açıklayın derken aklıma geldi “çatı danışmanlığı” adı altında 2 milyon TL’yi kim aldı, kim verdi, kime gitti? “11 dairenin akıbeti“ ne oldu? Başkan “ilk müşterek toplantıda gündeme getireceğiz” dedi ama ilk buluşma Ağustos ayında. Bu zaman aralığı “ aa kuşlara bak” la mı geçirilecek? Dava açtık diyorsunuz, karşınızdaki kişi hukukçu… “UYAP kayıtlarında şahsıma açılmış bir dava yok” diyor. Kim yalan söylüyor, insanlar oyalanıyor mu, kandırılıyor mu bilmek istiyoruz. Bu da bizlerin hakkı olmalıdır.
Bunlar gibi daha birçok olay, yalan transfer haberleri, bunları yapan mesleki ahlak zaafiyeti yaşayan medya mensupları, satılmış troller, bir yığın çirkinlikler... Dernek başkanı, Futbol A.Ş başkanını kenara itmiş, hiçbir yetkisi ve en önemlisi sorumluluğu olmadan futbolcularla görüşmeler yapıyor, ahkam kesiyor. SPK da mevzuatın “ Manipülasyon” diye tarif ettiği bu olayları sadece seyrediyor, lafa gelince “yatırımcı hak ve menfaatleri” üzerine açıklamalar yapıyor.
Yeter artık! Bu kulübü camiasıyla, çalışanıyla, sporcusuyla fazla hırpaladınız. Sevgisizliğiniz, besleyip ortaya çıkarttığınız kin ve öc alma hırsınızdan belli oluyor. Onun için lütfen oturduğunuz koltuklarla vedalaşın ve bizleri kaderimizle baş başa bırakın. En kötü yönetim şekli bile bundan kötü olmaz. Bizler bunun bilincindeyiz, haberiniz olsun. Şanlı Kartal bunları hiç hak etmiyor…
Atıf Keçeci