Bildim bileli maalesef Beşiktaş ile medya arasındaki ilişkiler özellikle 2000 yılından sonra sıkıntılı bir hal aldı. Öncesinde futbol bu kadar endüstriyel değildi ve ticari kaygılar taşımazdı. Transfer olayı yine vardı ama rakamlar bu kadar uçuk kaçık değildi. Zaten sıkıntı da bu noktada başladı. Transfer ücretlerinin yükseklerde seyretmeye başlaması bazılarının iştahını kabarttı. Hani fakir aileler çocuklarını futbolcu olmaya teşvik ettikleri gibi zengin iş insanları da ya kendileri ya da ergen çocuklarını özellikle futbol kulüplerine başkan ve yönetici yapmanın şartlarını zorladılar. Bunun örneklerini yakın çevremizde bile rahatlıkla görebiliriz.
Bu tiplerin ilk işi, günümüzde olduğu gibi işlerine gelecek diye düşündükleri kolay elde edilebilen medya mensuplarından kendilerine yakınlık gösterilmesi hususunda sıcak ve duygusal (!) ilişki içerisine girmek oldu. O tarihlerde başkan ve yöneticilerin gazeteciyi patrona veya müdürlerine şikayet edip memnuniyetsizliklerini bildirdiklerini hiç hatırlamam. Ancak 2000’li yıllardan sonra varlıklı iş insanları kulüpleri ele geçirince dediklerini yapmayan veya aykırı davranan meslektaşlarımızı işlerinden etmek için utanmadan, Allah korkusu olmaksızın ekmekleriyle oynamaktan kaçınmadılar. Çoğunlukla 2010’dan sonra bu işin cılkı çıktı. Başkan ve yöneticilerce maalesef maaşa bağlanan medya mensuplarını biliyorum. Bu şikayet edilen ve işinden edilmek istenen mağdurlardan biri de ben olmuştum. Fanatik’te yazarlık, Habertürk’te televizyon programı yaptığım dönemde Yıldırım Demirören ve rahmetli babası her vesile ile beni grupların başlarındaki sorumlulara şikayet etmişlerdi. Hatta Demirören tarafı, televizyon sahiplerine benim “Şeref Tribünü “ adı altında yaptığımız programdan çıkartılmam için o tarihte 2 milyar liralık reklam vereceklerini bile taahhüt etmişlerdi. Ben de hiçbir talebim olmaksızın (zaten sezon sonuydu) oradan ayrılıp Lig TV’de 3 sezon devam eden programda katılımcı olmuştum. Şimdi bu menfaat umuduyla medyada yapılan şarlatanlıkları görüp üzülüyorum. Yeni yönetici bir zengin çocuğu için “Kulübe 4 milyon TL verdi, elektik borcu ödendi“ diye yazıp sonrasında bilançolarda tek kuruş alacağı gözükmeyen bu kişinin ve de bunu haberleştirenlerin yüzleri kızarmış mıdır bilemiyorum.
Haber1903’ÜN ZAFERİ
Bu sitede önceleri gazetemdeki yazıları alarak, sonrasında da direkt olarak imzamla hiçbir profesyonellik tarafı olmayan şekilde görüşlerimi bildirdim. Bu köşe yazılarında çoklukla da haber yorum tarzında insanlarımızı bilgilendirmek gayesi taşıdım. Beğenen beğendi, beğenmeyen eleştirdi. Eleştiriler içerisinden tabiî ki faydalandıklarım oldu, bundan hiç sıkıntı duymadım. Herkes yaşam boyunca çok şey öğrenebilir, bu da fayda sağlar. Ha bunların içerisinde sosyal medyanın çirkinliği olan kalemlerini klavyelerini satan maaşlı trol denilen şahsiyetsizlerin -ki onlar zaten anında diğerlerinden ayırt edilebiliyor- yorumlarını hiç dikkate almadım.
Haber1903’le önceleri Fikret Orman yönetimi gereksiz ve sebepsiz yere çevresindeki kirliliği yaratanların dolduruşuyla uğraşmaya başladılar ve 1903 üzerinden giderek 1903 ibaresinin Beşiktaş’a aidiyetinden ötürü davalar açtılar. Haber1903 uğraşmadı ve adını “Duhuliye.com” yaptı, işine devam etti . Sonrasında yeni yönetime gelenler taraflarına çekemeyince onlar da aynı hukukçuyla davalara devam ettiler. Sitenin gelir kaynaklarına başta “Google” olmak üzere tedbir koydurarak ekonomik olarak yıkmaya uğraştılar, sonra da önce ki gün hüsrana uğradılar. WİPO (World İntellectual Property) adlı “Dünyada fikri mülkiyet haklarının korunmasını ve yaratıcı etkinliği teşvik etmek amacıyla“ kurulmuş, Türkiye’nin de üyesi olduğu örgütün kararıyla “Haber1903.com“ domain hakkı sahibine teslim edildi.
Beşiktaş, iletişim konusunda her geçen gün dibe batmaktadır . Birbirinden habersiz yöneticilerin, birbirlerini tekzip eden açıklamaları, konuşma özürlü ağızlardan çıkan yersiz ve tutarsız beyanlar, ayrımcı ve ötekileştirici açıklamalar hiç bu kadar üst seviyede olmamıştı. Bu duruma Beşiktaş aidiyeti olan, yani doğuştan siyah beyaz aşığı olan mensuplarımızın dur demesi önemlidir. Beşiktaşımız’ı korumak da bizlerin yani doğuştan kartalların görevidir. Zira diğerleri dün yoktu, başka renklerin peşindeydi. Yarın da koltuktan olunca ait oldukları saflara katılmaktan kaçınmayacaklardır. Bu konuda hepimize büyük iş düşmektedir.
Atıf Keçeci / Haber1903