Ülke futbolunun hal ve gidişini ölçebileceğimiz yerin yurdumuz olmadığı kesin! Bizdeki veri ve sonuçların çoğu yanıltıcı. Norveç’teki ilk yarı bunun adeta kanıtıydı. Hafta sonu Fenerbahçe’yi yenen Beşiktaş için yazılıp söylenenlere bakılırsa bu maçı elini kolunu sallayarak kazanacağını sanabilirdiniz. Ancak Bakhtiyar Zaynutdinov’un rakibe çarpıp Gedson Fernandes’in gol yapmasına yol açan asistinin üzerinden 5 dakika geçmişti ki, Bodo’nun içinden adeta çıkıverdi! Oysa Bodo’nun ilk golüne kadar Beşiktaş daha iyi görünüyordu. Ardından devre bitene kadar ev sahibi iki gol bulup daha fazlasını da kaçırdı. Bu arada devre boyunca topla oynayan da onlardı daha çok arayan da onlar… Bu devrede Gedson ile Cher Ndour dışında dişe dokunur performans gösteren oyuncu yok gibiydi Beşiktaş’ta. İkinci devrenin büyük bölümünü kendi ceza sahası önü ve içini savunarak geçen yine Beşiktaş’tı. Kalabalık savunmasının içinde rakibe kaleyi göstermedilerse de Bodo kalesini çoğunlukla uzaktan izlediler takım olarak. Geride olan bir takıma göre reaksiyon seviyesi bu devre hayli düşük kaldı. Sadece fırsat kollayan ancak onu da inşa eden değil rakibin yapacağı önemli hatalara bel bağlamış bir takım niteliğindeydiler.
Hesapsız harcama!
Bodo daha fazla gol yapamadıysa o da çalıştıkları ‘Pas disipli’nin dışına çıkmadıkları içindi! Beşiktaş organizasyonu Giovanni Van Bronckhorst’a çeşitli gerekçelerle reaksiyon gösterdi ama bu ne oyuncuların ne takımın ne de kulübün lehine oldu. Neticede piyasa değeri 140 milyon Euro olan Beşiktaş ile 40 milyon Euro’luk Bodo arasındaki maçı kazanan Norveç takımıydı. Eğer iki takım arasında bir fark aranacaksa o oyunda değil hesaplı/hesapsız harcamada aranmalı!
Fanatik/ Cem Dizdar